DOLAR
32,3295
EURO
35,0781
ALTIN
2.306,99
BIST
9.079,97
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Şanlıurfa
Parçalı Bulutlu
22°C
Şanlıurfa
22°C
Parçalı Bulutlu
Cuma Açık
26°C
Cumartesi Açık
27°C
Pazar Açık
27°C
Pazartesi Açık
27°C
RESİM AÇIKLAMASI
RESİM AÇIKLAMASI

Şirk Ve Müşrik

24 Haziran 2021 21:57
0
A+
A-

Allah’a ortak koşmaya şirk, bu fiili irtikap edene de müşrik denir. Bu durum cahiliye dönemiyle sınırlı ve kayıtlı da değildir. İnsanların cahiliye çağından bilgi ve medeniyet çağına geçmiş olmaları, putların isimlerini değiştirmekten başka bir işe yaramadı. Nasıl ki dün putlara taptıysa insanlık, bugün de tapmaya devam ediyor.

Değişen şey; zaman, mekan, isim ve cisim.

Cenneti kesinkes haram kılan ve cehenneme de ebediyen duçar kılan bir durumdur şirk. Yüce Allah kendisine ortak koşulmasını asla bağışlamayacağını (Nisa/116) özellikle vurgulamaktadır. Bu minvalde çok sayıda ayet ve hadis vardır.

Bir Müslüman için dikkat edilmesi gereken hayati öneme sahip konulardan biridir bu. Çünkü kişinin düşüncesinde şirki mucip kılan bir vakıanın nüksetmesi halinde kıldığı namazların, verdiği zekatların, tuttuğu oruçların, gittiği hacların, yaptığı iyiliklerin ve sevapların hiçbir önemi ve ehemmiyeti kalmamış olur. Değersizleşir yani. O halde her Müslüman, kendi imanına sahip çıkması adına şirki ve şirki çağrıştıran unsurların tamamından kendisini beri kılması elzemdir.

YAZI ARASI REKLAM ALANI

Allah’ı inkar etmekle kişi müşrik olmaz. Bu önemli bir dokta. Çünkü Kur’an-ı Kerim müşrik kavramını Allah’a inanmayan veya inkar eden kafirler manasında kullanmaz. Küfür genel bir inancı ifade ederken şirk biraz daha özel bir durumu ifade eder. Bunu niye söyledim?

Çünkü Müşrikler Allah’a inanmakla beraber başka ilahlar da edinen, bazı konularda bazı varlıkları Allah’ın yerine koyan, kendisi ile Allah arasında aracılar koyan, Allah’ın emir ve yasaklarına alternatifler oluşturan kişiyi daha iyi tanımak için söyledim.

Bir müşrik aslında söz ve eylemleriyle; “Yağmurun yağdırılmasını, rüzgarın estirilmesini, güneşin, ayın ve galaksinin hareketlerini, bitkilerin yeşermesini, havanın, suyun ve toprağın var edilmesini putlara raci kılmaz. Hatta böylesi işlerin tamamının Allah’ın birer eseri olduğuna inanır. Bu inanç, imanın sağlamlığı ve tamlığı açısından yeterli gelmez.

İman; Allah’ı yegane yaratıcı kabul etmekle beraber her türlü ortaklığı ret etmeyi de gerektiren bir durumdur. İman eden bir Mü’min, aynı zamanda dünyevi tüm iş ve işlemleri sadece Allah’ın emir ve yasakları doğrultusunda düzenleyen veya düzenlenmesini isteyen kişidir. Şayet bir insan Allah’a ait bir sıfatı, bir fiili, bir durumu başka bir varlığa verirse şirk koşmuş ve müşrik olmuş olur.

Mesela uzayın iş ve işlemlerini Allah’a raci kılan bir insanın; miras hukukunu, giyim ve kuşamı, düşünme şeklini, alım satım işlerini, faizi, içkiyi, kumarı, sporu, edebiyatı, bilimi, ilimi, ticareti, siyaseti, eğitimi de Allah’a raci kılması bir zorunluluk olduğu gibi imani bir vecibedir. Şayet saydığımız bu ve bunun gibi dünyevi işlere Allah’ı karıştıramazsa veya karışma yetkisini başka bir makama, mevkiye, şahsa veya kuruma verirse şirk koşmuş olur. Kısacası Müşrik; Allah’ın emir ve yasaklarını diskalifiye ederek kendisine uygun yeni bir yaşam alanı oluşturan ama inancını da korumaya çalışan kişidir.

Bir insan çıkıp: “Ebu Cehil Allah’a inanmıyordu. O inkarcının tekiydi.” derse yanlış hatta yalan söylemekle kalmaz iftira da atmış olur. Çünkü Ebu Cehil yaptığı ve taptığı putlar vasıtasıyla Allah’a daha da yakın olmak isteyen biriydi. Bir taraftan putlara taparak Allah’a yakın olmak isteyen bu kişi; Mekke’yi ben yönetirim, köle ile efendinin iş ve işlemlerini ben düzenlerim, mirasın sadece erkeklerin hakkı olduğuna ben karar veririm.” diyerek Allah’ı göklere yükselterek güya tazim gösteriyordu.

Evet! Tarihi seyir içinde cismen ve ismen değişse de ne yazık ki insanlık hiç değişmedi. Hz. Nuh (as)’tan bu yana ilahi kelamı arkasına atan, kendi yolunu kendisi çizmeye çalışarak şeytanın adımlarını takip eden kimi insan bazen insanları, bazen hayvanları bazen de farklı varlıkları kendilerine ilah olarak kabul ettiler. İsimler değişmiş ancak bu durum hala var ve kıyamete kadar da devam edecektir.

Cennete veya cehenneme gitme bir iman meselesidir. İman; böylesi putları ret ile başlar, Allah’ın emir ve yasaklarını her şeyin fevkinde kabul etmekle de nihayete erer.

Dikkat ederseniz Kur’an-ı Kerim’de hem Nuh suresinde hem de Necm suresinde bazı put isimleri zikredilir. Zikredilen bu isimler sembolik olabileceği gibi gerçek kişiler de olabilir. O isimler: “Lat, Menat, Uzza, Vedd, Süvâ, Yeğûs, Ye’ûk ve Nesr’dır.”

Hiç düşündük mü Yüce Allah tarihin tozlu sayfalarında kalması gereken bu isimleri niye anlattı bize?

Dün olduğu gibi bugün de yarın da böylesi bir muameleye tabi tutulan her şeyin veya herkesin söz konusu putlar gibi birer put olduğunu kabul etmekten başka bir çıkış yolu yok insanların. Ya Allah’ı bütün sıfatlarında, isimlerinde ve ibadetlerinde tek tanıyacak ve hayatını bu minvalde düzenleyecek ya da bazı konularda şirk koşacak ve müşrik olarak cehennemi boylayacak.

ETİKETLER: ,
Yazarın Diğer Yazıları
17 Haziran 2021 21:47
14 Ekim 2021 20:13
16 Temmuz 2021 10:43
9 Ekim 2021 14:25
20 Ekim 2021 08:34
REKLAM ALANI
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

İLAN ŞEHRİ-İLAN VER GÖZ PROTEZ