Urfa Kalesi’nin M.Ö. 10.000 yıllarına ait neolitik bir yerleşim üzerine inşa edildiği düşünülmektedir. Kale ile ilgili ilk yazılı kaynaklar 11. yüzyıla aittir. Kalenin M.S. 812-814 yıllarında Abbasiler Dönemi’nde yapıldığı düşünülmektedir. Edessa Kralı 9. Manu M.S. 240-242 yıllarında kalenin tepesine korinth tarzıiki adet anıt sütun diktirmiştir. Yöre halkı bu iki sütunun Hz. İbrahim efsanesinde geçen mancınığın ayakları olduğuna inanır. Sütunların yüksekliği 17,25 metre olup, doğudaki sütun üzerinde Süryanice bir yazıt yer alır. Yazıtta “Ben askeri komutan BARŞAMAŞ (Güneş’in oğlu) oğlu AFTUHA. Bu sütunu ve üzerindeki heykeli veliaht prens MANU kızı, kral MANU eşi, hanımefendim ve velinimetim kraliçe Şalmeth için diktirdim” yazılıdır. Bu sütunlar ikiz tanrıyı temsil eder. Kalenin tepesine çıkıldığında Balıklıgöl, Şanlıurfa Müze Kompleksi ve eski Urfa’yı görebileceğiniz muhteşem bir Urfa manzarasına hakimdir. Kaleye çıkış dik ve zorludur. Kalenin batı eteklerinde ise çoğu Edessa Krallığı ve Roma Dönemi’ne tarihlenen kaya mezarları bulunur. Belediye tarafından yapılan kale eteği çevre düzenlemesi çalışması sonrası turizme açılmıştır.