Yüzünde, alnında, gözlerinde ve ellerinde huzur denilen şeyi gezdiren, dillendiren, misafir eden ve sonunda onu bir şahsiyet çizgisi haline getirmiş bir insan. Kavgasız, sakin ve her şeyle dost bir hali vardı daima. Sevgiyle ve şefkatle dolu, gözlerine bakınca yüreğinin derinliğini görebileceğiniz kadar berrak ve şeffaf bir insandı. Tevazuundan başı daima önde adımları itinalı ve yavaş, etrafla ilgisi yoktu. Kendi iç aleminin aydınlık semasında cevelan ediyor çoğu zaman. İriye kaçmayan gözleri, seyrek beyaz sakalı, ince, uzun bir burun, buğday rengine çalan bir ten. Masum, saf ve mana dolu bakışlar. O kadar da munis ve sevecen. Adanmışlık ve uhrevilik dedikleri şey muhitine bu bakışlardan yayılan ve hayatını kuran ve iman hizmetine vakfetmiş, Mustafa Kılıç Hoca (Hoca Ağabey) hakkın rahmetine kavuşmuştur.