DOLAR
32,2039
EURO
34,5435
ALTIN
2.467,42
BIST
9.814,19
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Şanlıurfa
Hafif Yağmurlu
21°C
Şanlıurfa
21°C
Hafif Yağmurlu
Cuma Az Bulutlu
24°C
Cumartesi Yağmurlu
23°C
Pazar Parçalı Bulutlu
24°C
Pazartesi Açık
26°C
RESİM AÇIKLAMASI
RESİM AÇIKLAMASI

Feraset

17 Haziran 2021 21:47
0
A+
A-

Müslüman olmak ile Müslüman olduğunu söylemek birbirinden çok farklı şeylerdir. Müslüman olduğunu iddia eden birçok insanın yanlış tutum ve davranışlarını dile getirmek ile İslam’da yanlışların bulunduğunu dile getirmek de birbirinden fersah fersah uzak olan meselelerdir. Burun silelim derken göz çıkarmak bu olsa gerek. Dini emirlerin birçoğunu hayatından çıkaran bazı şahıslar; İslam’ı karalamak üzere kurgulanan kimi tiyatroda yer alan insanlar üzerinden dine yaptığı saldırıları İslam’a yapılmış bir hizmet olduğunu iddia edecek kadar ferasetten yoksundurlar. Belki de bu durumu kendilerince fırsata çevirmek istiyorlardır. Bu vesileyle İslam’a yapmadığı hakaretleri ardına koymadığını da rahatlıkla söyleyebiliriz. İslam’ı kullanma konusunda piyon olan kimi insanın eylemlerine ve söylemlerine bakarak İslam’ı ve Müslümanları yargılamak bir başka şeniyet. Yüce İslam dini kimse ile kaim olmadığı gibi Müslüman olduğunu iddia eden Hristiyan ve Yahudi menşeli kimi insan üzerinden lekelenecek kadar basit ve sıradan bir din de değildir. Bazı insanların İslam’ı lekelemek üzere kurgulanan tiyatrolara bakarak hüküm vermek, ortalığı kasıp kavurmak, salvolarla ortalığı ayağa kaldırmak iman etmiş bir Müslümana yakışacak bir durum değildir. Şayet İslam’ı, İslam’a göre bilebilmiş olsaydık; şimdi doğru kabul ettiğimiz bir çok şeyi yanlış, yanlış kabul ettiğimiz bir çok şeyi de doğru olarak kabul ediyor olacaktık. En önemli sorunun İslam’ı anlama ve teslim olma sorunu olduğunu iddia edebiliriz. Dünya arenasında gerçekleşen, aktörleri de Hristiyan olan kimi olaylara bakarak İslam’ı anlamaya ve yorumlamaya çalışmak şimdiye kadar kimseye sağlıklı bir sonuç vermediği gibi bundan sonra da başarı getirmeyecektir. İman etmiş olsun olmasın dünya insanlarının tamamını dört dörtlük Müslümanlar olarak kabul etmek de bir başka garabet. Her insanın art niyetli olacağını kabul etmediğimiz gibi hata, kusur ve günahlardan müstağni olduklarını da kabul edemeyiz. Peygamber ile beraber savaşa katılan Münafıkların varlığını her olayda hatırlamak Müslümanlara ait bir ahlaktır. Münafıkların varlığını unuttuğumuzdan bu yana yeryüzünde gerçekleşen olayları doğru değerlendirdiğimizi kimse iddia edemez. Evet! Bu dünyada sadece Müslümanların yaşamadıkları konusunda hemfikiriz. Yahudi, Hristiyan, Mecusi, Müşrik ve bilumum dinlere mensup insanların yaşadığı bu dünyada, münafıklar gibi hem nalına hem de mıhına vuran insanlar da yaşıyor. Dikkat etmek dikkatli davranmak gerekir. Sahnede sergilenen her olayı gerçekmiş gibi anlamaya engel olan bir ferasetimiz vardı eskiden. Müslümanların kötülendiği ve aktörlerinin Müslüman olduğunu söyleyen her olayı İslam’a mal etmek Müslümana yakışacak bir tavır değildir. Gayri İslami dinlere mensup insanların yaptıklarını insanlık adına birer hak olarak görüyoruz. Müslümanlara tanımadığımız hakları onlara tanımakta üstümüze yok. Ama en önemlisi Münafıkların yaptıklarını İslam’a mal edecek kadar da saf, küffarın hainlikleri karşısında İslam’ı kötüleyecek kadar da gafiliz olayların seyrinden. Çünkü ferasetimizi kaybettik. Güllük gülistanlık bir yolun sonunda kazanılması gereken kolay bir süreç değil dünya. Her inişli yol bir imtihan olduğu gibi her akabe de bir imtihandır. Yer yüzünde gerçekleşen olayları İslami bir bakışla değerlendirmek de bir imtihandır. Zorlu ve sıkıntılı geçmesi gereken dünya imtihanında; iman konusunda zikzaklar çizmemişse bir insan, İslam’ın öngördüğü kabulleri ve retleri birbirine karıştırarak yeni bir kabul, yeni bir ret, yeni bir inanç sistemi oluşturmamışsa kendisine, mutlu sona ulaşacağı kesindir. Böyle olacağını kabul etmek imani bir görevdir. Zaten önemli olan da mutlu son değil midir? Bu hayatın salt mutluluğundan feragat etmeyenler cennet mutluluğuna ulaşmaları mümkün değildir. Hem sıkıntı yaşamayalım bu dünyada hem de ahirette musmutlu olalım. Yok böyle bir imtihan. Yüce Allah; “Görmüyorlar mı ki, onlar her yıl bir veya iki kere belâya çarptırılıp imtihan ediliyorlar. Sonra ne tövbe ederler, ne de ibret alırlar.” (Tevbe/126) diyor. O halde bu imtihan serüveninin sabırla yoğrulan, şükür ile mayalanan, her olay karşısında İslami bir tavır takınmamız gereken bir yolculuk olduğunu unutmayalım.

ETİKETLER: ,
Yazarın Diğer Yazıları
20 Ekim 2021 08:34
26 Ağustos 2021 23:28
5 Haziran 2021 19:55
9 Haziran 2021 17:16
19 Kasım 2021 18:21
REKLAM ALANI
Yorumlar

  1. Asuman dedi ki:

    Temiz, başarılı ve secdeli alınlar nasip olsun biz müslümanlara inşAllah..

İLAN ŞEHRİ-İLAN VER GÖZ PROTEZ