Yaşlılarımızın sık sık dile getirdiği, ‘’eskiden ne kadar da güzeldi’’ diye klişe bir tabir vardır. Aslında bu cümleden bağımsız olarak eski insanların yaşantıları zorluklar, sıkıntılar, ve çok çeşitli sorunlarla boğuşarak geçmiştir, buna rağmen eskiye-geçmişe özlem duymaları son derece manidardır.
Yaşlı bir yazarın bir yazısında okumuştum, ben çocukken de yaşlı insanlar her zaman geçmişe özlem duyarlardı diye yazıyordu, buradan şu hükme varıyoruz, insanların geçmişine duyduğu özlem nesiller boyu süre gelmiştir.
Peki nedir yaşlı insanların geçmişe bu denli hasret kalmalarını sağlayan nedenler, modern hayata bir türlü adapte olamamaları mı, Ebedi Aleme göçmüş Atalarını, ebeveynlerini özlemeleri mi? Belki de bu sorunun cevabını bir türlü tam olarak bulamayacağız.
Her türlü imkanın eskiye nazaran bolca bulunduğu, teknolojik gelişmelerin insan yaşamına türlü kolaylıklar sağladığı, beslenme, barınma, sağlık gibi imkanlara ulaşmanın çok daha kolay olduğu günümüz çağında, her türlü sıkıntıyı had safhada yaşamış olan bu piri fanilerin nostaljik özlem içinde olmaları sosyolojik bir araştırmanın konusudur kanımca. Niye bu insanları memnun etmiyor modern hayat, neden hep eskinin çok daha iyi ve güzel olduğunu söylüyorlar her fırsatta.
Urfa Tarihi bir kent olması hasebiyle geçmişte bir çok farklı inanca, etnik kökene sahip insanların bir arada yaşamış olduğu kozmopolit bir kent, bu insanlar huzur ve sulh içinde birbirlerini incitmeden asırlar boyu birlikte yaşamışlar.
İnsan ne kadar geniş imkan ve bolluk içerisinde olursa olsun, her dem bir tatlı huzura muhtaçtır, azıcık aşım, ağrısız başım şiarıyla hareket eden insanın mutsuz olmasına imkan yoktur.
Acaba günümüz gençleri de 40-50 yıl sonra ‘’eski günler ne kadar da güzeldi’’ diyerek geçmişlerine özlem duyacaklar mıdır? Bu sorunu cevabını ömrü yetenler duyacaklardır.
Ebediyete intikal etmiş atalarımıza rahmet ve saygıyla.
Bu köşede fikirlerinize ulaşabilmek çok güzel. Sizi büyük bir itina ile takip etmeye gayret göstereceğim. Allah muvaffak etsin.